topbella

25 Temmuz 2014 Cuma

Başarının sırrı

İki arkadaş yaya olarak dünya turuna çıkıyorlar.Yolda gerekli ola bilecek her şeyi sırt çantalarına dolduruyorlar.Sonuçta çantalar çok agır oldugu için her akşam çok yoruluyorlar.Günlerce seyahat ediyorlar.Her akşam çadır kurarak dinleniyor sabah yeniden yürümeye başlıyorlar.Yine bir akşam deniz kenarında çadırlarını kurarak dinlenirken denizin üzerinde ruhani bir ışık belirdi ve bu iki arkadaşa yakınlaşmaya başladı.Arkadaşlar şaşkınlıkla bibirine bakarken bu ışık demetinden bir ses duydular.'Bu gece deniz kenarındakı çakıl taşlarından sırt çantalarınıza toplayın ve yarın seyahetiniz boyunca sırtınızda taşıyın.Dedigimi yaparsanız yarın akşam her ikinizin de hem çok üzülecegi hem de çok sevinecegi bir haber verecegim.'söyledikten sonra kayb oluyor.Arkadaşlar bu sözler karşısında hem çok şaşırıyor hem de çok kızıyorlar.Çünki bu yorgunlukla bir de çakıl taşları toplamak zorundalar ve yarın seyahetleri boyunca bu taşları sırtlarında taşımak zorundalar.Arkadaşlar çantalarına çakıl taşları topladıktan sonra uyudular ve yarınki geceyi merakla beklediler.Ertesi akşam arkadaşlar daha da yorgun bir vaziyette çadırlarını kurdular.Bütün gün çantalarında çakıl taşları ile gezmişdiler ve fazlasıyla yorulmuşdular.Merakla beklemeye başladılar.Ama ruhani ışık görünmedi ,mesaj gelmedi.Arkadaşlar çok kızdılar.Aldatıldıklarını düşündüler.Çantalaırını açıb bir an önce çakıl taşlarını dökmek için kalkdılar.Çantalarını açtıklarında sevincten bagırdılar.Çantaları elmaslarla dolu idi.Çakıl taşları elmaslara dönüşmüştü.Sevindiler ve üzüldüler.Üzülmelerinin nedeni şuydu;neden daha fazla çakıl taşı toplamadık çantalarımıza.Bu hikayede çok önemli bir mesaj var.Yarın elde edeceginiz başarılar bu gün ne kadar çok çalışmanıza baglıdır.Başka bir deyişle ne kadar çok çakıl taşı toplarsanız o kadar elmasınız olur.Bu gün nerede oldugunuz dün ne yaptıgınıza baglı..Yarın nerede olacagınıza da bu gün ne yaptınız karar verecek…Yarın üzülmek istemiyorsanız bu gün çok çalışın…

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Kusurlarımız

Bu konu her zaman ilgimi çekmiştir.Kusurlarımız olmasaydı ne olurdu?Eskiden bu kusurlar beni çok rahatsız ederdi.Büyüdükce canlı ve cansız varlıkların kusursuz olmadıgını gördüm.Bazen bu kusurlar meziyete ,bazen kurtuluşa dönüşe biliyor.Bu konuyla ilgili bir hikaye okudum ve çok hoşuma gitti.Bu hikayeyi sizinle paylaşıyorum. Bir adam, her gün omuzuna aldığı kalın sopanın iki ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış... Diğeri ise hiç kusursuz ve çatlaksızmış; ... Her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve.. Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış iki sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış... Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı çatlak olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece yarısını eve ula ştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın sonunda bir gün,görevini yapamadığını düşünen çatlak testi, ırmak kenarında adama şöyle demiş: "Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene kadar akıp gidiyor.." Adam gülümseyerek dönmüş testiye; "Göremedin mi? Yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu. Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok. Çünkü ben başından beri senin kusurunu, çatlaklığını biliyordum.. Senin tarafına çiçek tohumları ektim.. Ve hergün o yolda ben su taşırken,sen onları suladın.. 2 senedir o güzel çiçekleri toplayıp,masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın olmasaydı evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim" diye cevap vermiş.