topbella

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Bahar alerjisi


  Kış mevsiminin ardından baharın gelmesiyle birlikte doga da canlanmaya başlıyor.Doganın canlanmasıyla agaclar çiçekleniyor,çimenler yeşilleniyor,çiçekler açıyor ve doga insanlar için daha eglenceli hale geliyor.Bu tür mevsim degişiklikleri çogu insan için eglenceliyken,bir grup insan için çekilmez hale geliyor.Nedeni-bahar alerjisi...
  Bahar alerjisi konusuna geçmeden önce polenleri konuşmak istiyorum...Polenler,aynı tür bitkileri döllemek için havaya salınan ve rüzgarla etrafa yayılan,degişik agırlıklı ve çaplardakı küçük parçacıklardır.Polen alerjisinde en çok önem taşıyan polen türleri kızılagaç,fındık agacı ve huş agacı tarafından üretilmektedir.Bunlara ek olarak tüm çimen türleri,özellikle çayır otları ve meyve bahçesi gelmektedir.Küf mantarlarının üreme organları da, polenin sebep oldugu rahatsızlıga benzer rahatsızlıklar vermektedir.Polen alerjisi,kişinin belli polen türlerinde bulunan bazı ptoteinlere alerjik tepki göstermesinden kaynaklanır.Polen allerjisi tıpta mevsimsel ve ya alerjik rinit,halk arasında saman nezlesi olarak adlanmaktadır.
  Bahar alerjisi,ortamda bulunan polen,hayvan tüyü ve ya tozların nefesalma sırasında buruna alınmasıyla oluşur.abau maddelerin burnun iç yüzeyine yapışması ile alerjene karşı hassasiyeti olan insanların burnunda mikrobik olmayan iltihap oluşur.Havadakı polenler burunda,bronşlarda ve ya gözlerde birikir.Burunda alerjik rinit,bronşlarda alerjik astım,gözlerde konjonktivit oluşturuyor.Soguk algınlıgı ile bahar alerjisi bazen karıştırılabiliyor.Allerjik rinit ömür boyu devam edebilen,fakat ileri yaşlarda şiddeti azalabilen bir hastalıktır.Belirli mevsimlerde ortaya çıkan tipine mevsimsel rinit adı verilir.19.yüzyılda hastalık ilk olarak tanımlandıgında yalnış bir isimlendirme ile saman nezlesi denmiştir.Bunun nedeni polenlerin samanların üzerine yapışması ve rüzgarla dagıtılmasıdır.Daha sonra hastalıgın polenlerle ilgili oldugu ögrenilmiştir.Alerjik rinitin tümyıl boyunca süren tipi de vardır.
  Bahar llerjisi nasıl başlar?
 -Hapşırık nöbetleri
 -Burun tıkanıklıgı
 -Gözlerde kaşıntı,sulanma(konjonktivit)
 -Burunda,dudakta,damakta ve bogazda kaşıntı
 -Öksürük
 -Baş agrısı
 -Göz altlarında morluk(burun tıkanıklıgına baglı)
 -Yorgunluk ve halsizlik
 -Konsantrasyon ve ögrenme kabiliyetinde azalma
  Alerji düşünülen durumlarda yukarıda saymış oldugunuz klinik bulguların yanında tanıyı kesinleştirmek için bazı testler de yapılması gerekmektedir.
 -serolojik testler
 -burun sekresyonunun kimyasal analizi
 -burun içine kimyasal maddelerle yapılan test
  Alerjik rinit tanısı dogrulandıktan sonra uygun tedavi başlatılmalıdır.Tedavi 3 ayrı başlık altında toplanmalıdır.
 -Alerjen uyaranlarla temasın kesilmesi
 -İlaç tedavisi
 -Hiposensibilizasyon(aşı tedavisi)
  Alerjik rinitli hastaların dikkat etmesi gereken hususlar:
 -Sigara içmeyin ve yanınızda içtirmeyin.
 -Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmayın ve ya maske kullanın.polen yogunlugu en çok sabah erken ve akşam saatlerinde olmaktadır.Bu saatlerde dışarı çıkmamaya çalışın.
 -Polenlerin uçuştugu dönemde kapı ve pencereleri kapalı tutmaya özen gösterin.Rüzgarlı havalarda evde kalmaya çalışın.
 -Burnun dış kısmına ve gözlerin çevresine ince tabaka şeklinde vazelin sürün,polenler vazeline yapışır ve içeri girişleri engellenir.
 -Polenlerin yogun oldugu zamanlarda camaşır asmamaya çalışın.
 -Kaloriferli evlerde kuru ev havası allerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceginden ev havasının nemlendirilmesi lazımdır.
 -Klimalarda kullanılan filtreleri her ay degiştirinb,alerjenleri tutan özel filtreler kullanın.Hava degişimini içeride bulunan havayı kullanarak yapan,dışarıdan hava almayan özel klimalar tercih edin.
 -Evde tüylü hayvan ve bitki beslemeyin.
 -Beden temizligine dikkat edin,düzenli olarak el ve yüzünüzü yıkarsanız,vücutunuza yapışan polenleri engellersiniz.
 -Yatmadan önce duş almak ve saçları yıkamak yararlı olabilir.
 -Pamuk ve su tutan kumaşları tercih edin.
 -Toz barındırabilen kilim,halı gibi ev eşyalarını kullanmamaya özen gösterin.
 -Polen mevsiminde pencereleri kapalı tutun.
  Bu kadar...Saglıkla ve sevgiyle kalın...

22 Nisan 2015 Çarşamba

Göz kurulugu


  Teknolojinin gelişmesiyle birlikte toplumda artış gösteren şikayetlerden biri de göz kurulugu...Göz kurulugu artık bütün dünyada milyonlarca insanı etkileyen ve doktor başvuruları arasında görme azlıgından sonra 2.sırada yer alan göz rahatsızlıgıdır.Göz kurulugu nedir ve nasıl oluşur?Bunu anlamamız için göz yaşını biraz konuşalım.Gözyaşı,gözyaşı bezlerinden salgılanan kompleks bir sıvıdır.Gözyaşı üretimi gözümüzde iki şekilde olur.
 1-Gözün devamlı nemlenmesini saglayan,yavaş,sabit ve sürekli salınan bir sıvıdır.
 2-Aglama,göze yabancı cisim kaçması,kirpik batması,rüzgar sogukhava teması,nezle,grip,gözün iltihaplanması,gözün kuruması sonuçu refleks yolla fazla miktarda üretilen gözyaşıdır.
 Gözümüzde üretilen gözyaşı düzenli gözkırpma hareketleri ile göz yüzeyine yayılarak tabaka oluşturur.Bu tabaka göz yüzeyinin kurumasını önler,gözün ön tabakalarını besler,oksijen alışverişini saglar.Gözyaşı aynı zamanda yabancı cisimleri,alerjen ve mikrobik maddeleri sürekli yıkayarak uzaklaştırır.Bazen gözyaşı yeterli miktarda üretilemez,bazen de gözyaşı gözyüzeyini yeterince ıslatamaz.Bu durumda gözde kuruluk ortaya çıkar.
 Göz kurulugu belirtileri nelerdir?
 -gözde yanma hissi
 -gözde yabancı bir cisim ve ya kum tanesi varmış gibi batma hissi
 -kızarıklık
 -görmede bulanıklık
 -görme azlıgı
 Göz kurulugunun nedenleri nelerdir?
 1-Yaşlandıkca gözde kuruma başlaması normaldir.Çünki gözyaşı üretimi yaşlandıkca azalır.
 2-Hormonal degişiklikler-Hamilelik döneminde,menopoz döneminde ve hormonal degişikliklerin ola bilecegi diger dönemlerde göz kurulugu olabilir.
 3-Gözyaşı üretiminin azalması-Gözyaşı üretimi A vitamini eksikligine,hormonal degişikliklere,yaşlanmaya,şeker hastalıgına baglı azalabilir.
 4-Gözkırpmanın azalması-Bilgisayar başında çalışanlar,uzun süreli TV izleyenler,sürekli telefon veya tablete odaklananlar göz kurulugundan şikayet ediyorlar.Gözümüzü kırpmadan parlak ekranlara bakmak bu şikayete yol açabiliyor.
 5-Kontakt lens kullanımı-Uzun yıllar kontakt lens kullanan kişilerde göz kurulugu görülür.Bu hastalarda göz kurulugunun nedenleri,gözün daha az oksijen alması lensi önerilenden daha uzun süre gözde tutmaları ve gözün hava almamasıdır.Aynı zamanda kontakt lens gözyaşının daha hızlı buharlaşmasına neden olmaktadır.
 6-Yaygın ilaç kullanımı da göz kuruluguna neden olabilir.Antidepresanlar,agrıkesiçiler,antihistaminik,dogum kontrol hapları ve uyku ilaçlarıda göz kuruluguna neden olabilecek ilaçlardandır.
 7-Bagışıklık sistemi hastalıkları göz kurulugunun nedenleri arasındadır.Lupus ve ya romatoid artrit gibi hastalıklar da göz kuruluguna eşlik edebiliyor.
 8-Çevresel faktörler-Sert rüzgar,klima,polenlerin artması,sigaralı ortamda bulunma,güneşte uzun süre kalmak göz kuruluguna neden olabilir.
 9-Göz kapagı fonksiyon bozuklugu,örnegin,göz tam kapanmıyorsa göz kapagı gözü nemlendiremez.
 10-Göz ameliyatları sonrası göz kurulugu görülebilir.Bu kuruluklar geçicidir ve tekrar normale dönebilir.
 Bu kadar...Saglıkla ve sevgiyle kalın...

16 Mart 2015 Pazartesi

Çocuklarda yalan söyleme davranışı


  Yalan bir başkasını aldatmak için kasıtlı olarak uydurulmuş gerçekle alakası olmayan geçiştirmeli sözlerdir.Yalan,insanlıgın varoluşuyla ortaya çıkan ve hiçbirimiz hoşlanmasak da herbirimizin her gün başvurdugu bir gerçektir.Günlük hayatımızda maalesef herbirimizin yalana başvurdugu zamanlar oluyor...Örnegin;arkadaşımıza "bugün seninle zaman geçirmek istemiyorum" yerine,"işim var" demek daha kolay görünüyor.Çünki gerçegi söylersek onu incitecegimizden korkarız.
  Genellikle kendimiz yalan söyledigimizde buna kolaylıkla kalıp uydura biliyoruz,kendi yalanlarımızı gerekli görebiliyoruz.Diger insanlar yalan söylediginde ise bu yalanı büyük yalan olarak kabul edebiliyoruz...İnsanoglu işte herkes kendi iç dünyasında her zaman bir adım öndedir...
  Yalanları iki grupa ayıra biliriz:
 1-Gerçek yalanlar
 2-Çerçek olmayan yalanlar
  Başkalarını kasıtlı olarak aldatmak için söylenen yalanlar gerçek yalanlardır.Biz büyükler genelde gerçek yalanlar söyleriz.Çocuklarda ise bu konuda durum daha farklıdır.Özellikle 3-6 yaş arası çocuklar gerçek dışı simgelerle gerçek simgeleri birbirinden ayıracak zihinsel olgunluga sahip olmadıkları için,anlattıkları gerçek dışı şeyler yalan olarak degerlendirilemez.Bazen rüyalarını,hayallerini ve hatta televizyonda izledikleri çizgi film kahramanlarını bile gerçek gibi degerlendirebilir ve anlatabilirler.
  Çocuklar neden yalan söyler?
 1-Çocukları yalana iten ve yalanı onlara ilk ogreten yine de büyüklerdir.Örnegin telefona cevap vermege giden çocuguna "beni falanca ararsa evde yok dersin"diyen anne ve baba aslında çocugunu yalana teşvik ediyor.Bazı anne ve babalar okul yıllarında nasıl kopya çektiklerini,ögretmeni nasıl aldattıklarını marifet gibi çocuklarına anlatarak yine de çocuguna yalanı ögretiyor.Çocuguna doktora gidiyoruz deyerek gezmeye giden anne ve baba tekrar çocugunu yalana teşvik ediyor.
 2-Çocuk ilgi çekmek amacıyla yalan söyleye bilir.Yeterli sevgiyi alamayan çocuklar çeşitli hikayeler uydurarak dikkatleri üzerine çekmek isterler.
 3-Anne ve babasını kızdıracagı zaman dayak yiyeceginden korkan çocuk yalnış bir şey yaptıgı zaman azarlanmak ve dayak yemek korkusu karşısında yalan söyleye bilir.
 4-Bazen de taklit yoluyla yalan ögrenilir.Diger çocukların söyledigi yalanların onlara avantaj sagladıgını düşünen çocuk yaptıgı hatada kendisini masum gösterip cezadan kurtulmak ister.
 5-Çocuk güven kazanmak için de yalan söyler.Anaokuluna ve ilkögretim okuluna devam eden çocuk başarılı degilse,evde ve okulda tembelligi başa kakılıyorsa bu durum çocukta telafisi zor bir aşagılık duygusu geliştirebilir.Çocuk kendisini aptal,işe yaramaz biri olarak görebilir.Bu da çocugu yalana itebilir.
 6-Çocuk kardeşleri ve ya başka çocuklarla kıyaslanıyorsa bu da onu kıyaslandıgı çocuga benzemek amacıyla yalana başvurdurabilir.
 7-Çocuklar kaygılandıkları birşeyden kaçmak için de yalana başvurabilirler.Örnegin okula gitmek istemeyen çocuk karnının agrıdıgını söyleyebilir.
 8-Çocuklar bazen yalanları ile özlemlerini,arzularını da dile getirebilir.Örnegin,anne ve babası boşanan bir çocuk mutlu bir aile tablosu anlatabilir.Kreşte çocuklarla anlaşamayan çocuk en sevilen çocugun o olduguınu söyleyebilir.
 Neler yapabiliriz?
 1-Çocuklara örnek olmamız lazım.Sürekli yalan söyleyen anne ve baba çocugunda dürüstlük bekleyemez.
 2-Çocuk yalan söyledigi zaman aşırı tepkiden kaçınmak lazım.Aşırı tepki çocugu yalana itebilir.
 3-Çocukları cezalandırmaktan kaçınılmalıdır.Sürekli cezalanan çocuk cezadan korktugu için yalan söyleyebilir.
 4-Fazla baskıdan kaçınılmalıdır.Koyulan kurallar çocugun hayatını fzla sınırlamamalıdır.
 5-Anne-baba ve çocuk iletişimi olumlu olmalıdır ki,çocuk istek ve arzularını,sıkıntılarını dile getire bilsin.
 6-Çocuga yalancı etiketi yapıştırmamak lazım.Bu etiketi taşıyan çocuk bunu gerektirdiklerini yapmaya çalışacaktır.Zaten beni yalancı olarak görüyorlar düşünüp,tekrar yalan söyleyecektir.
 7-Eger çocuk aşırı kaygı yüzünden yalan söylüyorsa ona güven verin,öfke ve kınama tepkilerinden kaçının.
 8-Dogru söyleyip söylemedigini kontrol edin.Kontrol edilecegini bilen çocuk yalan söylemez.
 9-Çocugunuzun sizden korkmasını degil,sevmesini ve saygı göstermesini saglayın.
 Unutmayalım ki,çocuklar dürüstlügü doguştan ögrenmiyorlar.Dürüstlügü onlara ögretecek olan yine de biziz.Bu nedenle de her zaman dogruları söyleyerek onlara iyi örnek olmamız lazım.
 Bu kadar...Dürüst nesiller yetiştirmek dilegile...

4 Mart 2015 Çarşamba

C vitaminli maske


  Merhabalar.Bu gün sizinle çok sevdigim ve aynı zamanda çok faydalı bir maske tarifi paylaşmak istiyorum.Bu maskeye C vitaminli maske ismini verdim. Maskeye bu ismi vermemin nedeni içeriginde C vitamininden zengin meyvelerin olmasıdır.Bildigimiz üzere C vitaminin cilde bir çok faydaları vardır.Bunlardan cildi yenileme özelliginin,kırışıkları giderme,cildin nem oranını artırma,kollajen sentezine katkıda bulunma özelliginin altını çizmek istiyorum.Şimdi geçelim maskemize...
  Maskemiz için gereken malzemeler:
 1-orta boy portakalın yarısının suyu
 2-Küçük boy muzun üçten biri
 3-pirinç unu (ala bilecegi kadar)
  Malzemeleri krem kıvamına gelene kadar karıştırın.Krem kıvamındakı maskeyi yüzünüze uygulayın.Ben maskeleri kuruyanadek bekletmeyi seviyorum.Kuruduktan sonra ılık suyla yıkıyarak çıkarın.Yüzünüzü yıkadıktan sonra yumuşak havluyla silerek nemlendirici krem uygulayın.Ve cildiniz ışıl ışıl olsun:)))

9 Şubat 2015 Pazartesi

Kusma refleksi


  Merhabalar.Bu gün bazen bizi korkutan,rahatsız eden kusma refleksini konuşmak istiyorum.İnsanın en önemli reflekslerinden biri olan kusma;mide ve bagırsak muhteviyyetının kuvvetli kasılmalarla agız ve burun yoluyla dışarı atılması hadisesidir.Önemli uyarıcı olan kusma;kafa içinde basınç artmasıyla seyreden beyin kanamaları veya tümörlerinde,hipertansiyon hastalıgında,idrar yolu enfeksiyonlarında,şeker komasına dogru ilerleyen kan şekeri seviyelerinde ve bagırsak tıkanıklıklarında bazen ilk bulgulardan birisidir.Kusma sayesinde,bazen gerçek rahatsızlık ortaya çıkabilir.
  Vücudumuzda yerleştirilmiş bütün mekanizmalar gibi kusma da,belli bir plan ve program dahilinde gerçekleştirilir.Bu esnada vücutta bir koordinasyon sergilenir.Beyinde bulunan kusma merkezi bu koordinasyonu saglamakla vazifelidir.
  Kusma öncesi tükürükte ve burun salgılarındakı hızlı artma;bir adım sonra bu yollardan atılacak olan yüksek asitli muhteviyyetın verecegi zararı azaltan bir tesir gösterir.Mesela bu salgı artışı,diş minelerinin korunmasına vesile olur.Normalde bir gıda maddesinin ulaşmasıyla ince bagırsaklardan kalın bagırsaklara dogru gerçekleşen itme hareketi,tersine dönerek ince bagırsaklardan mideye akım olur.Bu sırada mide-bagırsak geçişini saglayan bir kapı hükmündeki kaslar gevşeyerek açılır;böylece bagırsak muhteviyyetı midede birikir.Kusma öncesi derin nefes alıp vermeler,kusma sırasında nefes ihtiyacını azaltır;ses tellerinin birbirine yaklaşarak nefes yolunu kapatması sayesinde de kusulan mide muhteviyetının akcigerlere kaçması zorlaşır.
 Bu mekanizmalar olmasaydı,her kusma felaketle neticelenebilirdi.Kapanan ses tellerine ragmen,nefes alma gayreti ile gögüs kafesinde negatif basınç,karın kaslarının kasılmasıyla da karın içinde pozitif basınç ortaya çıkar.Mide muhteviyyetının kolayca dışarı atılması için yüksekten alçaga dogru basınç oluşur.Kusmanın hemen öncesi,mide-bagırsak geçişini saglayan kaslar kasılarak kapanır.Yemek borusu-mide geçişini saglayan kaslar gevşeyerek açılır.Böylece kusulacak muhteviyyetın,ince bagırsaklara kaçmadan,yemek borusu yoluyla atılmasına imkan saglanır.
 Kusma tamamlandıktan sonra,karındakı kasılmaların bitmesi ve kana endorfin salgılanması sonuçu,insanda genel rahatlama hissi oluşur.
 Netice olarak,kusma zahiren bizi korkutsa da,vücudumuzda gerçekleşen bütün hadiseler gibi,ince bir sanatın ürünüdür ve ALLAH(cc)ın bize bahşettigi sayısız nimetlerden birisidir.
  Sevgiyle ve saglıkla kalın...

22 Ocak 2015 Perşembe

Çocuklarda dışkı kaçırma


  Çocugun kakasını tutma ve bırakma işlevini kontrol edebilecegi yaşa gelmesine ragmen,istemli ve ya istemsiz olarak kakasını kaçırmasına enkoprezis denir.Enkoprezis iki şekilde görülür:
 1- Birincil enkoprezis-Çocukta kaka tutma kontrolü hiç gelişmemiştir.
 2-İkincil enkoprezis-Çocuk kakasını en az 1 yıl kontrol edebildikten sonra kakasını kaçırmaya başlamıştır.
  Enkopreziste en sık rastlanan bulgu iç camaşırına dışkı bulaşmasıdır.Dışkı kaçırma sadece camaşırı lekeleyecek şekilde olabilecegi gibi,daha yogun da olabilir.Dışkı kaçırma genelde gündüz saatlerinde raslanır.Enkoprezis erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla daha sık rastlanıyor.Enkoprezis tanısının konması için,istemsiz yada amaçlı olarak,yineleyen bir şekilde dışkının uygunsuz yerlere yapılması en az 3ay süreyle devam etmelidir,takvim yaşının en az 4 olması ve eşdeger gelişim düzeyinin olması göz önünde bulundurulmalıdır.
  Enkoprezis nedenleri nelerdir?
  Dışkı kaçırmanın en önemli nedenlerinden birisi kabızlıktır.Beslenme bozulukları,bagırsakların fonksyonel bozuluklarından dolayı oluşan kabızlıkta dışkını sert olması nedenile dışkılama sırasında makatta yırtık(anal fissür) oluşabiliyor.Anal fissür dışkılama sırasında çok şiddetli, bir agrıya neden oldugundan böyle çocuklar tuvalete gitmekten korkar duruma gelirler.Bu durum da kabızlıgın kronikleşmesine neden olur.Bagırsagın alt kısmında birikerek katılaşan dışkı oradakı kasların gerginligine neden olur.Bu durumdakı çocuklar oyun oynarken hoplama,zıplama yaparken ,gülerken, koşarken makattakı kasların gevşemesine ve gazla birlikte dışkı çıkmasına neden olurlar.Enkoprezis bagırsakların işlevsel bir nedene baglı ldugu gibi,geçirilmiş bagırsak ameliyyetlarından sonra da olabilir.Anüs ve bagırsaklarla ilgili geçirilmiş ameliyyatlar,inflamatuar bagırsak hastalıkları,dışkı tutmayı idare eden sinirlerle ilgili problemler enkoprezisin nedenleri arasında düşünüle bilir.Enkoprezisin nedenleri arasında psikolojik nedenler de olabilir.Aile içi geçimsizlik,kardeş kıskançlıgı,okul başarısızlıgı bazı ruhsal açıdan zayıf olan çocuklarda rastlanabilecek bir neden olabilir.
  Nasıl tanı koyulur?
 Tanı koymak için aileden alınacak öykü çok önemlidir.Çocugun yeme alışkanlıgı,tuvalet alışkanligi, geçirdigi hastalıklar,ruhsal yapısı ile ilgili geniş öykü alınması gerekiyor.Öyküden sonra fiziksel inceleme yapılması çok önemlidir.Fiziksel inceleme sırasında çocukta kabızlık olup olmadıgı,anüs kaslarındakı gerginlik anlaşılır.Bagırsagın alt kısmında katılaşmış dışkı varsa parmakla hissedilir.Fiziksel incelemede sorun anlaşılmazsa,yapısal nedenlerin olup olmadıgını araştırmak için özel testler ve tetkikler uygulanır...
  Bu kadar...Saglıkla kalın...

8 Ocak 2015 Perşembe

"BEN..."


  Ben...Ben... Ben...Hiç dikkat ettinizmi konuşurken ne kadar fazla kullanıyoruz bu kelimeyi?Ben(yine de ben:))dikkat ettim ve şaşırdım...Kendim de dahil olmak üzere toplumun giderek bencilleşmek üzere oldugunu düşünmeye başladım.21. yüzyıl sendromu her halde "bencillik".Son zamanlarda bencilliyin bu kadar tavan yapmasının nedeni ne acaba?Teknolojimi?Hayatın agır şartlarımı?Her ikisi aslında...Zira,teknolojideki gelişim bizi birbirimizden tamamen ayırıyor,iletişimi yok ediyor,nerede ise başkalarının" var oldugunu" unutuyoruz ... Tabi ki teknolojinin gelişmesi güzel bir şey...Ama ve lakin teknoloji insanı kendi kendine "yeter" hale getiriyor ve dostluk, arkadaşlık ilişkilerini ortadan kaldırıyor...Daha sosyal hale geldigimizi düşünürken ,aslında asosyalleşiyoruz.Tabi ki iletişim içindeyiz ama eskiden olan yüzyüze ,el ele,göz göze,çagırarak,bagırarak,aglayarak,gülerek degil...
  Hayatın agır şartlarımı bizi bencil yapan?Evet...Tabi ki bunun da etkisi yok degil...Her kes kendi geçimini saglamak için ugraşırken başkalarının varlıgını unuta biliyor.
  Bu bahsetigimiz "masum bencilikler"...Bir de gercekten bencilligi hayat felsefesi edinenler var.Başkasının sahip olduguna kendisi de sahip olmak için çırpınan,başkasının sahip oldugunu elinden alınca övünen,kendi yararı için başkasını zarara ugratan,evlenirken bile sadece maddi yönünü düşünen,nerede kiminle görüldügünün hesabını tutanlar...Böyle insanlar F.Baconun ifadesi ile"yumurtasını bişirmek için komşusunun evini yakar".
  Evet, aslında ise huzurun,varın,mutlulugun paylaştıkca çogalabilecegini unutmuş bir topluluga dönüşmeye başlıyoruz...Bu konuyla ilgili önceden okudugum bir hikayeyi anlatmak istiyorum.Bu konu için çok uygun...
  Bilge hükümdar,bencil miskinlerle,gönül ehli dervişler arasındakı farkı ortaya koymak için şu denemeyi yaptırmış.Tembelhanelerinden topladıgı bencil kişileri bir araya getirmiş ve gün boyu ac bırakmış.Sonra da kocaman bir çorba kazanını ortalarına koydurmuş.Miskin benciller hemen hırsla kaşıklarla saldırmışlar.Kocaman kaşıkları çorba kazanına daldırı vermişler.Ancak çorba dolu kaşıkları agızlarına götürememişler.Çünki kaşıkların sapları nerdeyse bir metreye yakınmış.Bu sebeple çorba dolu kaşıkları agızlarına götürememişler.Yiyemedikleri çorba üstlerine başlarına dökülmüş,çorba kazanına düşmüşe dönmüşler,perişan olmuşlar,ac kalmışlar.Bencil miskinlerden sonra,dervişler getirilmiş.Aynı şekilde,gün boyu ac kalmış olan fakir insanlar,görünüş itibariyle öncekilere benziyormuş ama,gönül bakımından apayrı ve bambaşka imişler.Çorba kazanının etrafına oturmuşlar sükunetle.Bir kazana bakmışlar,bir de ellerindeki uzun saplı kaşıklara.Sonra da bir güzel karınlarını doyurmuşlar.O uzun saplı kaşıklara ragmen ac kalmamışlar.Çünki bir birilerini doyurmuşlar.Herkes kendi kaşıgını karşısında oturan dervişin agzına uzatıvermiş.
  Böylece,karşısındakini farketmenin,görmenin ve düşünmenin,yani bencil olmamanın faydasını görmüşler.Hayata "ben"penceresinden bakmak kişiye zarar vermekten başka bir şeye yaramaz.Sadece,"ben" diyenin bakış acısı dardır.Çogu zaman kendi başınalıgı,yalnızlıgı ve kimsesizligi ile baş başa kalır. Hatta,malı mülkü arttıkca yükü çogalır,darlıgı daha da daralır.
  Hz.Mevlana der ki:
 Dag bile,sesine ses verir.
  Ya insan...
  Başkalarını gündemine alabilen,derdiyle dertlenebilen,çözümler sunabilen insan olabilme dilegile...