topbella

7 Eylül 2014 Pazar

Bir takvim yapragı hikayesi...

  Takvim yapraklarını okumayı çok severim.Bu gün de adetim üzere takvim yapragını yırttım ve arkasını okudum.Hikayeyi çok begendim.Sizlerle paylaşmak istedim.
   Kendi halinde bir tüccardı.Bir gün kumaşları gemiye yükledi.Endonezyaya gitti,oraya yerleşti.İşini orada devam ettirdi.Kumaşları kaliteliydi.Bir gün geç geldi iş yerine.Eleman iyi bir kar elde etmişti sattıgı malllardan.Merak etti,sordu:
  -Hangi kumaştan sattın?
  -Şu kumaştan efendim.
  -Metresini kaça verdin?
  -On akçeye.
  -Nasıl olur?diye hayret etti,'Beş akçelik kumaşı nasıl on akçeye satarsın?Bize hakkı geçmiştir adamcagızın.Görsen tanırmısın onu?'
   Eleman gitti,müşteriyi buldu,getirdi.Müşteri şaşırmıştı.Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyordu.
   'Ne demekti hakkını helal et?' Olay kısa sürede dilden dile dolaştı.Çok geçmeden kralın kulagına kadar vardı.Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çagırdı.Kral sordu:
  'Sizin yaptıgınız bu davranışı daha önce ne duyduk,ne de gördük.Bunun aslı nedir?' 'Ben ,'dedi tüccar,'bir Müslümanım.İslam dini böyle emreder.Müşterinin bana hakkı geçmişti.Dolayısıyla kazancıma haram girmişti.Ben sadece bir yanlışı düzelttim'.
  Kral'İslam nedir,Müslümanlık nedir?'gibi peşpeşe sorular sordu.Birer birer soruları cevapladı.Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlıgını.Fazla zaman geçirmeden kral İslamı kabul etti.Daha sonra kısa süre içinde de halk müslüman oldu.
  250 milyonluk nüfuza sahip olan bugünkü Endonezyanın Müslüman olmasındakı sır beş akçelik kumaştı.Yapılan tek şey vardı sadece:İnandıgı gibi yaşamak,sahip oldugu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı.Asıl etkili olan söz degil,hal diliydi.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

dogruluk en büyük hazine şaşmamak lazim..

Yorum Gönder